24 Şubat 2012 Cuma

Ayağım suya değecek !

Su şehirde denizi görmeden İzmir'de olduğuma inanmam ! Valla inanmam yani, basbaya inanmam. İzmir^'e uğrayanlar tepelerden inerken ki o masmavi körfezi, izlemeye doyum olmaz gün batımını, adeta egenin o insanı kendinden geçiren midye kabuklu kayalıklarıyla bütünleşmiş olan saat kulesini... bıdı bıdı bıdı vik vik vik. İnanmam kardeşim ! Kandırıldım, apaçık salaklığıma doya doya kandırıldım. Bana buranın güzelliklerini anlatırken trafik çilesini, heryerin köpek kaynadığını (+ teessüf ederim dışkılarıyla birlikte ), otobüste yer bekleyen " nasıl gençlik bu yahu ! " nidalar eşliğindeki dobidik dobidik teyzelerini bana bunları kimse anlatmadı vesselam. İzmir İzmir dedikleri yoğurttur yedikleri. Vallahi olmaz, vallahi inanmam, haa ne zamanki o Varyanttan aşağı inerken otobüsün camından bakınca mavi bir su kütlesinin hala yerinde var olduğunu görürüm ondan mütevellit derim ki; her neyse de bu diyarlar hala yaşamaya değer.

2 yorum:

  1. Merhaba :)öncelikle blogun hayırlı olsun seda ablacim ben izmirli biri olarak izmire asigim ama sehir olarak cok sorunlarinin oldugunu biliyorum ama inan bana eger ordan baska bir yere gidersende orayi ozlersin benim gozumde suanda izmitde yasamak ayricalik cunku ben memleketimden uzakta kayserideyim...

    YanıtlaSil
  2. Evet sana katılıyorum sömestr için 20 gün ayrı kaldım burdan döndüğümde neredeyse eve girmiycektim ama çok sorunlu bir hizmet olduğu kesin belki belediye değişirse işler yoluna girer... :)

    YanıtlaSil

Yorum bıraktığınız için teşekkür ederim kısa süre içerisinde okuyup yayınlayacağım. Her yorumunuz için ayrıca mutlu oluyorum <3 :)